MUHTELİT
Sözlükte karıştırmak
manasına gelen “halata” kök fiilinden iftial babında alınmış ismi fail olup
karışık demektir.
Hadis ıstılahı olarak
kendisine yaşlılık, hastalık gibi sebeplerle ihtilat vaki olan raviye denir.
Pek çok sika ravi ömürlerinin sonuna doğru daha çok yaşlılık yüzünden hafıza
kuvvetinin zayıflaması veya aklını oynatmak ya da hastalık yüzünden muhtelit
durumuna düşmüşlerdir. (Bk. İhtilat). Hadislerini kitaplarının yüzünden
okuyarak rivayet edenler, sonradan kitapları yanar veya su baskınına uğrar
yahut çalınır, ya da koybolursa muhtelit hükmüne girerler.
Sözgelişi meşhur
muhaddislerden Abdurrezzak b. Hemmam'a ömrünün sonlarına doğru yaşlılıktan
ihtilat arız olmuştur. Süheyl b. Ebi Salih kardeşinin vefatı üzerine üzüntüden,
Abdurrahman b. Abdullah el-Mes'ud'i yeğeninin vefatı ve kölesinin parasını
çalıp kaçması üzerine kederinden ihtilat vaki olmasıyle muhtelit olmuşlardır.
İbn Lehia ise kitaplarının yanmasıyla muhtelit durumuna düşmüştür.
Muhtelit raviler
hadiscilerce bilinirler. Rivayetleri sû'u'l-hıfz (kötü ezberleme) yüzünden
makbul addedilmez. Bunda alimlerin ittifakı vardır. Ancak kendisine ihtilat
arız olmadan önce sika olan muhtelitden rivayet edilen hadis, ihtilattan önce
rivayet edildiği bilindiği takdirde makbul sayılır. İhtilattan sonra rivayet
edilen hadislerinin merdud olduğundan ittifak vardır. İhtilattan önce mi sonra
mı rivayet edildiği bilinmeyenler hakkında ise tevakkuf edilir, hüküm verilmez.
Bu böyle olduğu gibi muhtelit olup olmadığı üzerinde tereddüt ve ihtilaf hasıl
olan muhtelitin hadisi hakkında da hüküm verilmez.